MARK MANSON
“Başımıza gelenleri kontrol edemeyiz.
Ama nasıl yorumladığımız ve
nasıl tepki gösterdiğimizi her zaman kontrol edebiliriz.”
Herkesin yolu bir şekilde tavsiyeler doğrultusunda isteyerek veya istemeyerek kişisel gelişim kitapları girdabının içine doğru uzanmıştır muhakkak. Genel bir göz gezdirme işlevinden sonra bile çoğu klişenin birbiri ardına neredeyse her kitapta sıralandığı gözünüze ilişmiştir. ‘’Kendine güven, insanlara aldırma, kendin ol, sen çok büyüksün, her şeyi yapabilirsin’’ gibi sloganlar bu klişelerden bazılarıdır. Amerikalı Yazar Mark Manson bu klişelere kafa tutar nitelikte. Kişisel Gelişim kitapları raflarında kendisine yer verilmesine rağmen Mark, bu kişisel gelişim klişelerini gülünç bulmakta ve her şeyin tersine intibak ettiği teorisini ortaya atmak suretiyle bir şeyler yapmak için bir şeyleri kafaya takmanın o şeyi yapmamızı engellediğini vurgulamaktadır. Mark’a göre mesela bir işi yapmayı kafanıza takıyorsanız o işi yapmaya çalışsanız dahi kafaya takma girdabına girdiğiniz için kafanızdakileri düşünmekten yapmanız gerekenleri yapamama girdabına da girmiş oluyorsunuz. Böylelikle yapmanız gereken işe kendinizi veremediğiniz için tekrar bir kafaya takma faaliyetinin de içinde bulmuş oluyorsunuz kendinizi ki bu girdap ‘’farklı suretlerde tekrar eden kafaya takma hortumu’’ haline gelmiş oluyor.
Mark’a göre bir kişinin yapması gereken ilk şey hayatın bir ızdırap olduğunu kabul etmektir. Her ne kadar günümüz dünyasında herkes sosyal medya üzerinde mutluluk kareleri paylaşıyor olsa bile kişi şunu unutmamalı; utanmak, üzülmek, başarısız olmak, mutsuz olmak, parasız olmak gibi ızdırap çeşitleri her insanın başına gelen olağan şeylerdir. Bu öneriyi daha iyi anlamak için onun ızdırap ve hayat hakkındaki görüşüne bakmak yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
- “Izdırap yaşamın dokusundaki sökülmez ipliktir ve onu söküp atmaya çalışmak sadece olanaksız değil, aynı zamanda yıkıcıdır da: Onu söküp atmaya çalışırken tüm kumaşı yırtarsınız. Izdıraptan kaçınmaya çalışmak ızdıraba çok fazla önem vermektir. Tersine, ızdıraba kafayı takmamayı becerebilirseniz kimse sizi durduramaz.”
- “Hayatın kendisi bir ızdırap çekme formuymuş, Zenginler zenginlikleri nedeniyle ızdırap çekiyorlarmış. Yoksullar yoksullukları nedeniyle. Ailesi olmayanlar aileleri olmadığı için. Dünya zevklerinin peşine düşenler, bu zevkler nedeniyle. Bu zevklerden elini ayağını çekmiş olanlar, tuttukları oruç nedeniyle. Bu tüm ızdırapların eşit olduğu anlamına gelmez. Bazı ızdıraplar kesinlikle diğerlerinden daha çok acı verir. Ama hepimiz ızdırap çekeriz.
Mark’ın bir diğer dikkat çekici düşüncesi ise özgürlük ile ilgilidir. Bu ifadeleri okurken günümüz dünyasını düşündüğünüzde, belki de Mark’ın neden bu düşünceyi benimsediğini ve kişisel gelişim klişelerinin benmerkezci düşünce sistemine getirmek istediği eleştiriyi görebilirsiniz diye düşünüyorum. Kitapta birçok yerde bu hayali içi boş ego balonunu şişiren sözcüklerden ve işe yaramazlığından bahsediliyor olsa da, burada özgürlük bağlamında düşünmeniz ve kitabı okuma heyecanınızı bastırmamak istemem adına çok fazla yer vermemenin daha doğru olacağı kanısındayım.
- “ Kendimizi ifade etmek için ne kadar özgürlük verilirse, bizimle aynı fikirde olmayan ya da canımızı sıkan birilerinin olmamasını da o kadar fazla istiyoruz. Aykırı bakış açılarıyla ne kadar fazla karşılaşırsak, varlıkları o kadar fazla canımızı sıkıyor.”
Mark’ın kitabıyla ilgili son olarak şunları da iletmem gerekir diye düşünüyorum. Her ne kadar klişelere, yer yer başarı öykülerine ve eleştirilere kitapta yer veriliyor olsa bile Mark’ın da kendi hikâyesinden ve bazı klişelerden bahsettiğini belirtmeliyim. Ayrıca bazı argo ifadeler de içeren kitabın bu özelliğiyle, her ne kadar çok satanlar listesinde yer alıyor olsa da, belirli bir yaşa hitabı hedef aldığını söyleyebiliriz.
Sümeyye Ülger/ İçerik ekibi koordinatörü