Bana yaratıcı olabileceğim fırsatlar ver!
Yaratıcılık kavramı TDK’ye göre yaratma yeteneği olan, kreatif veya zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak görülmeyen yeni bir şey ortaya koyan, yapan anlamlarına gelmektedir. Yaratıcılıkla ilgili araştırmacı yazar Üstündağ; “Herkesin doğuştan getirdiği bir yetenektir ve daha da yaratıcı olmak öğretilebilir” ifadelerini kullanmıştır.
Peki bizler doğuştan yaratıcılığa sahip olup bunu geliştirmiş bireyler miyiz? Yoksa bunu keşfetmeden şu anki halimize mi geldik? Ya da doğuştan yaratıcı olmak için şanslı genlere sahip olmamakla birlikte, yaratıcılığı öğrenmek için fırsatımız da mı olmadı?
Bu olasılıklardan pek çoğu aslında biraz geç kalınmış sorulardır. Çünkü araştırmacı Torrance, çocukların yaratıcılıklarının dört yaşlarında en üst düzeye ulaştığını, bu nedenle okul öncesi dönemin yaratıcılığın altın yılları olarak görülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle çocukluk dönemimize denk gelen okul döneminde çocuklarımıza ne derece fırsatlar sunuyoruz diye düşünmeliyiz. Ebeveynler ve eğitimciler olarak bu konu üzerinde kafa yormalıyız.
Yaratıcı ebeveyn veya eğitimciler çocukların hayal kurmasına, probleme farklı çözüm yolları bulmasına, yeni fikirler ortaya koymasına, farklı materyallerle etkileşim kurarak kendi yeteneklerinin ve güçlerinin farkına varmasına destek olurlar. Çocuklar yanlış yaptıklarında bunun üstesinden gelme yolları ararlar. Yani yaratıcı çocuk, yaratıcı çevreye ihtiyaç duymaktadır.
Şimdi bu yaratıcılık kavramına biraz da bilimsel bakalım. Olcay Çam ve Emel Öztürk Turgut, “Yaratıcılık” adlı makalelerinde aşağıda verilen açıklamalarda bulunarak bu konuya açıklık getirmişlerdir.
Psikoloji ve eğitimcilerde yaratıcılığın tanımlanmasından çok, onu süreç ve ürün olarak tanımaya eğilim vardır ve aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:
- Yaratıcılıkla ortaya çıkan ürün sıradan ya da özgün olabilir. Sıradan yaratıcılık, pek çok kişinin belli durumlarda düşünüp ortaya koyabileceği ürünleri içerir. Gerçek yaratıcılıkta meydana getirilen ürün özgün olmalıdır.
- Olgular arasında ilişki kurma yeteneği, düşünmede esneklik, bilgi üretiminde akıcılık, hayal kurma ve genelleme önemlidir. Özgün ürünün oluşabilmesi için bireyin ilgilendiği alandaki sembol ve araçları iyi öğrenmiş olması, analiz- sentez becerisinin gelişmiş olması gerekir.
- İş, duygu ve düşünce bütünlüğü içinde sürekli ilgi ve özenle yapılmalıdır.
- Yaratıcı kişilerin toplumsal yaşamın gerekliliklerini sorgulama ve genelleme becerileri vardır.
- Yaratıcı düşüncenin ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz yani ilhamın ne zaman geleceğini bilmek zordur. Bireyin gereç, zaman ve kendi kendine kalma olanağının olması önemlidir.
- Yaratıcılık hazırlanma, tasarlama, hissetme, aydınlatma/iç görü ve doğrulama aşamalarından oluşan bir süreçtir.
- Yaratıcılık; algısal, duygusal ve kültürel bir bütünlük içinde ortaya çıkar. Kişilerin yaratıcı oldukları alana göre farklı duygusal ve kişilik özellikleri bulunmaktadır.
- Yaratıcılık geliştirebilir bir süreçtir.
- Sonuç olarak yaratıcılığın yeni durumlar karşısında verilen yeni ya da yeniden yapılandırılmış zihinsel süreçler gerektirdiği söylenebilir.
Yaratıcı ebeveyn ve eğitimcilere son bir tavsiye vermem gerekirse, çocuklarına ilham verecek fikirlerle ilgili görselleri incelemeyi ve “Biz daha iyisini yaparız” diyebilmeyi unutmayın.
Arzu EREN