Çocuklara neden masal okuruz? Çoğunuzun çocuğu eğlendirmek, iyi hissettirmek, vakit öldürmek, uyumasını sağlamak gibi şeyler söylediğini duyar gibiyim. Evet, bu saydıklarımız da masalların işlevleri arasında ama biz diğer işlevlerini inceleyeceğiz.
Masallar, hikâye, şiir gibi yazınlar olmadan dil gelişimini neredeyse düşünemeyiz. Bu nedenle çocukların dil gelişiminin desteklenmesinde masallar büyük bir önem arz eder. İlk kelimeleri dâhil olmak üzere çocuk kendini ifade etme çabasındadır. İlk zamanlar kendini ağlayarak, bağırarak, el-kol hareketleriyle ifade ederken dil gelişimiyle birlikte ifade edişini sözel olarak yapmaya başlar. Çocuğun ilk ilgisini çeken edebiyat ürünü masallardır. Tabii biz ebeveynler ve öğretmenler için de bir materyaldir diyebiliriz. Çocuğun masallardan doğru bir şekilde yararlanabilmesi ve psikolojisine etkisi açısından masal seçimi özenle yapılmalıdır. Ne kadar uyarıcı olursa çocuğun beynindeki sinaptik bağlar o kadar gelişir. Dolayısıyla çocuğun diline uygun düzeyde ve zengin dil içeriğine sahip masalları tercih etmeliyiz.
Masallar uygun resimlerle desteklendiğinde çocukların kelime dağarcığı gelişir. Bilmediği kelimelere karşı merakları yoğun olan çocuklar, bu kelimelerin anlamını ya resimlerden ya da sizi soru tufanına tutarak öğrenebilir. Çocuğa masal okurken etkileşim halinde olmak çocuğa dinleme, izleme, dikkat, ifade etme özellikleri kazandırır. Öğrenirken eğlenirler. Faydası sadece bu mu? Tabii ki hayır. Masaldaki karakterle kendini özdeşleştirir, kendini onun yerine koyar. Onunla üzülür, sevinir. Hayal gücünü de geliştirir masallar. Siz masalı okurken sonrasında olacak olayları zihninde canlandırır, tahmin eder. Masalın bazı bölümlerinde durup çocuğunuza sonrasında ne olacağını sormanız yaratıcılığın gelişmesinde fayda sağlayacaktır.
Çoğu çocuk gerçekle hayali birbirinden ayırt edemez. Mesela masal kahramanlarının uçabilmesi, büyü ve sihir yapabilmesi, ölüyü diriltebilmesi, hayvanlarla konuşabilmesi çocuk için gerçektir. Bu durumu Jean Piaget “büyüsel ve doğaüstü düşünce” olarak adlandırır. Yaş ilerledikçe çocuk masallar ile gerçek hayatı karşılaştırarak zihninde gerçekleri somutlaştırır. Masalda anlatılanlarla kendi hayal gücünü birleştirerek kendine yeni bir dünya kurar.
Masal sırasında anlatan kişiyle iletişim kurarken aynı zamanda bilişsel faaliyetleri ön plana çıkar. Masalı dinlerken hayal kuran çocuk iyi-kötü, doğru-yanlış ayrımını yapmayı öğrenir. Masallar genellikle sosyal ilişkiler üzerine olduğu için verilen mesajlar da buna yöneliktir. Zekâ, dikkat, yaratıcılıkla ilgili mesajlar ise daha çok arka planda yerini bulur.
İyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarının yanında adalet, özgürlük, dürüstlük gibi değer yargılarını da öğrenir çocuklar. Bu yönden ahlak gelişiminin de vazgeçilmezidir. Psikolojik açıdan ise çocuklar çabalamanın önemini, sabırlı olmayı, her zaman iyi şekilde bakmayı, paylaşımın önemini, kıskançlığın kötü olduğunu, saygı ve sevgiyi öğrenirler. Benmerkezcilikten çıkarak empati kurmaları yolunda önemlidir.
Çocuk kendini masal kahramanlarıyla özdeşleştirir. Kadın-erkek ile özdeşim kurarak hem kendi cinsiyetlerini tanıyabilir, hem de cinsiyet algısı kazanabilir. Çocuk kendini karakterle özdeşleştirir dedik. Öyleyse karakterin yaşadığı travmalar da çocuğa işleyecek, altında verilen mesajlar da çocuğa geçecektir. Cinsiyetçilik, cinayet, şiddet, ahlaksızlık gibi konuların verildiği masallar çocukta kötü etkiler yaratacaktır. Ayrıca biliyorsunuz ki küçük çocukların eğitilme şekilleri gelecek yaşamlarına da yön verir.
Son zamanlarda cinsiyetçilik kelimesi çok sık karşımıza çıkıyor. Peki nedir bu cinsiyetçilik? Başta prens, prenses olarak karşımıza çıkan ve diğer kahramanlara da genellenebilen bazı özellikler var. Kadın kahramanlar kırılgan, korunmaya muhtaç, narin, ev işi yapan ve güzel olmak zorunda olan kişilerken erkek kahramanlar ise güçlü, kahraman, yakışıklı kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Gözlerinde muhteşem olan o kahramanların yaptığı eylemler çocukların doğruları haline geliyor. O yaptıysa ben de yapabilirim…O doğruların yanlış olduğunu anlatmak da zor oluyor. Bastırılsa bile kabul ettikleri doğrular zihinlerinde bir yerlerde yer ediniyor. Uygun zamanda ise ortaya çıkıyorlar. Ne diyorduk? Öyleyse çocuklara her masalı okumamalı, masal seçimlerinde son derece titiz davranmalıyız.
Bu, çocuğa masal okumamalıyız anlamına mı geliyor? Tabii ki hayır. Uygun düzenlemeler yapılan, çocuğa göreliliği fazla olan masallar okunmalıdır. Sanırım bu kadar konuştuysam birkaç masal önerisi de yapmam gerekir değil mi? 🙂 Yurdanur Ay Paşa hocamızın yeniden düzenlediği ‘’Limon Kız’’ masalı kesinlikle çocuklara okunması gereken bir masal. Aynı şekilde Sezai Ozan Zeybek hocanın ‘’Üç Sihirli İnci’’ masalı hem büyüklere hem küçüklere hitap ediyor, herkesin muhakkak okuması gereken masallardan. Son olarak Ümit Yaşar Özkan hocanın ‘’Taş Masalları’’ kitabını da keyifle okuyabilirsiniz. İyi eğlenceler!
Yazan: Gizem Altuncevahir
Bambu Eğitim Gönüllüsü