Benim 23 Nisan’ım öyle çok duyguyu, öyle çok yaşantıyı barındırıyor ki içinde, her şeyden önce elbette gurur ve minneti. Çocuklarına bayram hediye eden bir başka lider, bir başka ülke var mıdır acaba dünyada? Peki ya emperyalizme diz çöktüren, işgal altındaki tüm halkların umudu olan bir başka lider, bir başka millet var mıdır acaba?
Tam 101 yıl… Tam 101 yıldır Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte yaşıyoruz. Ve ne mutlu bize ki tam 101 yıldır Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz!
Milli Mücadele ortamında ve Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde toplanan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi 52 asker, 42 idareci, 39 memur, 32 din adamı, 30 öğretmen, 16 sağlıkçı, 7 aşiret reisi, 4 emniyet mensubu, 2 reji görevlisi ve bir diplomat ile 102 serbest meslek mensubu milletvekillerinden oluşuyormuş. Yabancı güçlerin işgali altında; en tehlikeli, en zalim, en hain, en yoksul, en yoksun kısacası en zor koşullarda kurtuluş mücadelesi için çalışırlarken okullardan getirilen sıralarda oturmuşlar. Meclisin binasında ise bir okulun inşaatından ve halkın evlerinden getirdiği kiremitler kullanılmış. Salon bir kahvehaneden sağlanan petrol lambası ile aydınlatılmış. Bu yüzden benim 23 Nisan’ım mücadele. Bağımsızlık için, özgürlük için. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olabilmesi için.
Böylesine bir mücadele ile nasıl gurur duyulmaz, nasıl minnet duyulmaz ki? Vefasızlık edilebilir mi hiç? Elbette benim 23 Nisan’ım gurur, benim 23 Nisan’ım minnet.
Bir de Atatürk’ün, bugünü çocuklara armağan ettiğini düşününce içimde beliren kocaman bir bayram coşkusu, çocukça bir sevinç, çocukluğumun unutulmaz anıları. Annemin her bayram sabahı kardeşlerimi ve beni özenle hazırlayıp tören alanına götürüşü… Tüm dünya halkları çocuklarının, kardeşçe ve barış içinde yaşamaları için verilen mesajlar, şehrin sokaklarında müzik eşliğinde yapılan danslar, heyecanla izlediğimiz geçitler, gösteriler, piyesler, oyunlar. Tertemiz ve ütülü siyah önlüğüm, beyaz dantelli yakam. Tüm dünyaya sevecen bakışım, bütün isteklerimin bir gün mutlaka olacağına inanışım. Bu yüzden benim 23 Nisan’ım umut. Hak için, hukuk için, adalet için, barış içinde yaşamak için. Benim 23 Nisanım bir çocuğun gözlerinde, bir çocuğun sesinde, sözlerinde, şiirinde, dansında, öyküsünde, bir çocuğun gülümsemesinde yakaladığım bütün güzellikler.
Ancak benim 23 Nisanım sadece çocuklara verilen bir armağan değil, aynı zamanda bir emanet. Aklın, bilimin, cesaretin, inancın, mücadelenin, özgürlüğün, bağımsızlığın, millet iradesinin, insana ve emeğe saygının, mazlumların yanında oluşun, gerektiğinde vicdansız bir dünyaya başkaldırışın ve bu güzel ülkenin emaneti.
Canım çocuk; bayramının 101. yılı kutlu olsun, sana her gün bayram olsun, sevenin kadar saygı duyanın da olsun. Sen de Atamız’ın bıraktığı bu güzel ve onurlu emanete sahip çık, daima onun yolunda ve onun ilkeleriyle yürü. Yürü ki nesilden nesile nice 23 Nisan’lar kutlayabilelim.
Necla Heybeci Yılmaz