Son zamanlarda içinde bulunduğumuz pandemi dönemi birçok kişi tarafından belirsiz bir
süreç olarak görülmekte. Belirsiz süreçler toplumlar ve bireyler için korkutucu ve tehlikeli
görülebilir. Tabii ki her durum zıtlığı ile var olur ya da içerisinde mutlaka olumlu bir unsur
barındırır. Yin Yang gibi. Korku ve tehlikenin içinde görmemiz gereken olgu ise fırsattır.
Fırsatlar hayatımızda dönüm noktaları yaratır; ancak o fırsatları fark edip dönüşüm ve
değişim içine girebilirsek! Çoğu insan bunları fark etse dahi değişmekten ve dönüşmekten
korktuğu için ellerindeki fırsatı kaçırabilir.
İnsanların değişmekten ve dönüşmekten korkma sebeplerinden biri mevcut durumlarını
bırakamayıp güvenli alanlarından çıkamıyor olmalarıdır. Bir diğer sebep ise değişimi birçok
kişinin yanlış algılamasıdır. Peki, nedir bu yanlış? Değişimi “Tutarsızlık” olarak algılama…
Hâlbuki doğamız gereği değişim ve dönüşüm içindeyizdir ve hayatımız boyunca hep bir
değişim vardır.
Doğadaki değişim örnekleri çok güzel ve mucizevîdir… Mesela bir tohumun değişimi ağaç
olana kadar devam eder. Ağaç olduktan sonra da devam eder. Yapraklanır, çiçek açar,
meyve verir, gelen geçene gölge, uçan kuşa yuva olur. Bir ağaç sadece yerinde durup
hareket etmeden mevsimlere göre değişirken bu doğal bir durum olarak algılanır.
Ya hareket halindeki insan!
Hareket, etkileşim ve iletişim halindeki insan ağaç gibi mevsimden mevsime değil, an
içinde bile değişim halindedir. Değişen insan, toplum içinde farklı görünse de aslında artık ne
istediğini bilir hale gelmiştir. Bir konudaki düşünce yapısı değişmiş olan insanın aynı orantıda
o konuya bakış açısı da artık değişmiştir.
Çevrenizde bir konuda değiştiğini düşündüğünüz biri varsa, o kişiye kulak verip dinleyin ve
gözlemleyin. Mutlaka değiştiğini düşündüğünüz o kişinin düşünceleri, olaylara bakış açısı
tohum ve ağaç örneğindeki gibi değişim ve dönüşüm içine girmiştir. Bu durum ise o kişinin en
doğal halidir. Bizler doğamız gereği değişim ve dönüşüm içerisindeyiz. Bazen bu durumu ne
kadar kabul etmesek bile sabit varlıklar değiliz. Yaşımız her sene değişiyor. Bir bilgi
öğreniyoruz fikirlerimiz değişiyor. Bir kayıp ya da kazanç yaşıyoruz değişiyoruz. Yani değişim
zorunludur. Sancılıdır ama zorunludur.
Örneğin pandemi süreci bizler için zorunlu bir değişim oldu. Bu süreç bizi çoğu zaman
korkutsa da yaşamımızı en etkin şekilde sürdürmek için toplumsal ve bireysel değişime ayak
uydurmamız gerekiyor.
Peki, değişimi tercih etmezsek ne olur? Bu durumu da kartalların yaşamından bir örnek ile
açıklayalım: “Kartal en uzun yaşayan kuş türlerindendir. 70 yıla kadar yaşayan kartallar
vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek
zorundadır. Kartalın yaşı 40’a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle
de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır.
Kanatları ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice
zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
– Ya ölümü seçecektir,
– Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyerek değişecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın
tepesine uçar ve orada bir kayada, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır.
Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En
sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını
bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni
pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal,
kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu
yapmaya hazır duruma gelir.”
Değişim, her insanın geçirmek zorunda olduğu sancılı bir süreç gibi görünür. Değişim ve
dönüşümün ilk aşaması kendini bilmek ve tanımakla başlar. Kartalların yeniden doğuş
uçuşu örneğindeki gibi değişimi seçmemek ölümü tercih etmek gibidir. Tabii buradaki
ölümden kasıt gelişmemek, sabit kalmak ve ilerleyememektir. Yaşam bize her zaman
örnekler sunar, yeter ki görmesini bilelim. Değişim zorludur ama değişmeden yaşamak
sadece yok olmak olur…
Sağlığı ve Fırsatları seçip değişimden korkmayacağınız günlere…
Fatma Akgül
Bambu Eğitim Gönüllüsü