Türk Eğitim Sisteminin Tarihsel Gelişimi
Eğitim tarihi insanlık tarihi kadar eski bir tarihe dayanır çünkü insan yüzyıllar boyu kendini eğitme yollarını aramış ve eğitmiştir. Türk toplumlarında eğitimin tarihsel gelişimi İslamiyet öncesi, İslamiyet sonrası ve Cumhuriyet sonrası eğitim olmak üzere üç temelde incelenebilir. Sizler için eğitim sistemimizi ele aldık.
1. İslamiyet Öncesi Dönemde Eğitim
İslamiyet öncesi dönemde, yaşama biçimlerinin etkisiyle, eğitimde toplum normlarının yeri büyüktür. Alp insan tipine önem verilmiştir. Bahsedilen Alp insan tipi cesur ve buna ek olarak bilim sevgisi olan kişi demektir. İslamiyet öncesinde mesleki eğitim önemli bir noktadaydı. Bu dönemde Türkler göçebelik ve liderlik konuları ile ön plandadır. Bazı el sanatları ile beraber çocuk yetiştirmedeki koşullar eğitime damgasını vurmuştur.
2. İslamiyet Sonrası Dönemde Eğitim
Türklerin Müslüman olmaları ve yerleşik hayata geçmelerinin ardından eğitim noktasında büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Medrese adı verilen yerler ilk kez planlı, düzenli ve bir örgün eğitim kurumu olarak ortaya çıkmıştır. Bu şekilde eski değerler ve töre değişime uğramaya başlamıştır. Dönemde bulunan ve Aristo’dan sonra ikinci öğretmen olan Farabi’ye göre eğitimin amacı; mutluluğu bulmak ve bireyi topluma yararlı hale getirmektir.
3. Selçuklu Döneminde Eğitim
Örgün eğitimin ilk örnekleri olan medreseler bu dönemde kurulmaya başlamıştır. Temelde din eğitimine dayalı bir sistem olmasına rağmen bilime de önem verildiğini görebilmekteyiz. Matematik, astronomi, tıp ve fen alanlarında çağın bilgilerini veren okullardır. 1046 yılında ilk Selçuklu medresesi Tuğrul Bey tarafından kurulmuştur. Eğitimde fırsat eşitliği yaratılmaya çalışılmıştır. Dönemin bilim merkezi medreseler toplumu aydınlatmışlar ve Osmanlı medreseleri için örnek niteliğinde olmuşlardır. Medreselerde öğretmenlik “müderrislik” olarak adlandırılmıştır.
4. Osmanlı Döneminde Eğitim
Eğitim sistemimizin dünden bugüne kadar tarihsel gelişimi Osmanlı döneminde önemli ölçüde etkilenmiştir. Enderun eğitim kurumları kurularak azınlıkların çocuklarını yetiştirmek için kullanılmıştır. Eğitimin temel amacı dinidir. Osmanlı döneminin bir kısmında eğitimde yenileşme gerçekleşmiştir ve 1776’da askeri okullar ile başlamıştır. Osmanlı Döneminde, Fatih Sultan Mehmet ilk kez öğretmenlik mesleğini dinsel ağırlıklı olmaktan çıkarıp öğretmenlik mesleğinin gelişmesini sağlamıştır. Laikleştirme konusunda önemli bir adım atılmıştır bu adım aslında Türkiye’de öğretmenlik mesleği adına ilk gerçek adım atılmıştır.
5. Enderun Okullarında Eğitim
Enderun okulları yüksekokul niteliğindedir. Fatih Sultan Mehmet tarafından açılmışlardır. Enderun okullarında askerlik, yöneticilik ve güzel sanatlar bölümleri bulunmaktadır. Bu kurumların amacı Hristiyan tebaadan alınan yetenekli çocukları iyi, güvenilir devlet adamı ve askeri olarak eğitmektir.
6. Lale Devri’nde Eğitim
Lale Devri Avusturya ile imzalanan antlaşmayla başlamıştır. 1730 yılında gerçekleşen Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir. Lale Devrinde bazı Avrupa başkentlerine, Paris ve Londra gibi yerlere geçici elçilik heyetleri yollanmıştır. Bu sayede Avrupa’yı yakından tanıma imkanı sağlanmıştır. Bu sayede Avrupa’dan birçok buluş Türkiye’ye getirilmiştir.
7. Osmanlı Yenileşme Döneminde Eğitim
Osmanlı devleti, batılı ülkelere karşı aldığı yenilgiler sonucunda çeşitli yenilikler yapmanın gerekli olduğunu düşünmüştür. Eğitimde yenilenmeye, askeri okullar yaparak başlamıştır. Klasik Osmanlı eğitiminden farklı olarak yeni bir eğitim anlayışı gelişmesine sebep olmuştur. İlk uygulamaları mühendis hanelerde görülen yeni tarz bilim ve eğitim anlayışına değişiklik katmıştır. Bu dönemde ilk kez ilköğretim zorunluluğu getirilmiştir.
8. Cumhuriyet Döneminde Eğitim
Atatürk başöğretmen olarak çok önemli gelişmeler sağlamıştır. 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır böylelikle medreseler kaldırılmıştır. Kadınların eğitimine önem verilen bir karma sisteme geçilmiştir. Eğitimde demokratik ve en önemlisi laik adımlar atılmıştır. Latin harfleri kabul edilmiş ve Türkiye’de geniş bir eğitim seferberliğine yol açmıştır. Bazı zamanlarda eğitim sorunlarının tartışılması için Şuralar toplanmıştır.
Dünden bugüne tarihsel gelişimi sürerken eğitim sistemimizin gelişmesine Atatürk’ün büyük katkıları olmuştur. Atatürk eğitimin bilimsek ilkelere uygun biçimde ve ulusal temelde ele alınması gerektiğini savunmuştur. Eğitim sisteminin bu yönde şekillenmesi için uğraşmıştır. Kurtuluş Savaş’ının en zor günlerinde dahi eğitime verdiği önem sebebiyle Ankara’da Maarif kongresi toplamıştır. Öğretmenlere yeni nesil esasları göstermiştir. Atatürk’e göre eğitim cehaletten karatmalıdır. Onun düşüncesine göre eğitim toplumun bilgi ve ahlak düzeyini yükseltmelidir buna ek olarak çocukların kabiliyetlerini ortaya çıkartıp geliştirmelidir. Gelecek nesiller Türkiye’nin bağımsızlığını ve Cumhuriyetini koruyacak şekilde yetiştirilmelidir.
“Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
İrem Polat