Güneşliğimden kurtulmayı başaran güneş ışınları gözümü kamaştırıyordu. Dışarıda kuş cıvıltıları… Yatağımın başında duran çalar saatim daha çalmamıştı. Normal şartlar altında her gün çalardı ama bugün çalmamıştı ya da ben duymamıştım. Çalar saatimin bozulacak olmasından kaygılanırken çalar saat sesini bir anda duymaya başladım ama o rahatsız edici sesi duyarken gözlerim açıktı. Normalde böyle olmazdı her gün sabah huysuzlukla uyanmaya çalışır, zorla kahvaltımı yapar en son okul kıyafetlerimi giyer evden keyifsiz bir halde çıkardım. Bugün öyle değildi, okula gidecektim ama mutluydum. Gözlerim açıktı çünkü sandalyemin üzerinde okul üniformalarım değil gösterimde giyeceğim kostümüm vardı. Ona bakarken hissettiğim heyecan beni uyutmuyordu. Uykusuz bir gecenin ardından sabah olmuştu. Hızlıca yataktan kalktım. Her zamankinden daha keyifliydim. Gülerek mutfağa gittim, çok az yemek yiyebildim çünkü çok heyecanlıydım. Mutfaktan çıkıp odama koştum. Üniformalarımı giymeyecek olmak beni ziyadesiyle mutlu, kostüm giyecek olmak ise heyecanlandırmıştı. Üzerimde beyaz bir tişört, altımda pembe bir tütü etek vardı. Aylarca bu güzel tütüyü giyme hayalleri kurmuş, okulda derslerimden geri kalarak bu 23 Nisan gösterisi için hazırlanmıştım. Derslerim önemli değildi bu güzel günden, 23 Nisan içimi heyecanla dolduruyordu.
Evden hızlıca çıktım. Okula hızlıca vardıktan sonra beden eğitimi öğretmenimizin yanına gittim çünkü son bir prova yapacaktık. Tüm arkadaşlarım da benim gibi hızlıca öğretmenimizin yanına heyecanla gelmişti. Hepimiz toplanınca durmamız gereken yerlere geçtik ve birden arka fonda “Jessie J/ Price Tag” şarkısı çalmaya başladı. Aylardır hareketlerimizi yaptık ve sorunsuzdu. Hepimiz çok sevinçliydik. Ardından törenin yapılacağı alana gittik öyle doluydu ki! Öğretmenler, öğrenciler, veliler… Bu durum bizi daha çok heyecanlandırmıştı. Çok geçmeden kürsüden bir ses geldi. On ikinci sınıflardan bir abla töreni başlatmıştı. Hep bir ağızdan İstiklal Marşımızı söylemeye başladık, daha sonra müdürümüzü dinledik ve bir sürü gösteri izledik. Ve işte sıra “Şeker Kızlar”daydı. Hepimiz sıraya girdik ve sahneye çıktık. Tüm gözler üzerimizdeydi, bu bizi çok heyecanlı hissettiriyordu. Yerlerimizde durduğumuz anda tekrardan aynı fon müziğini duyduk ve hareketlerimizi yapmaya başladık. Bir yandan da gözlerimiz öğretmenimizdeydi. Kalbimiz çarparak mutlulukla dans ediyorduk çünkü bugün bizim günümüzdü! Tüm hareketleri tamamladıktan ve Türk bayrağı çıkarttıktan sonra gördüğümüz herkes alkışlamaya başladı. Elimizde o bayrağı tutabiliyor olmak bize gurur vermişti. Alkışlar durduktan sonra sahneden indik. Koşarak bizi çalıştıran öğretmenimize sarıldık. Hepimiz çok mutlu ve gururluyduk ayrıca biraz da terliydik güneş ışıl ışıl üzerimize düşüyordu. Gösterimiz bittikten sonra içimizi kaplayan rahatlık ile gösterileri izleyerek ellerimizde dondurmalarımızla eğlenmeye başladık. Gün sonuna kadar süren gösterilerin hepsini izledik ve gün sonunda evlerimize dağıldık. Üzerimde tatlı bir yorgunluk vardı öyle ki eve girdiğim gibi uykuya dalmışım… Rüyamda kendimi arkadaşlarım ile dans ederken görmüştüm öyle mutlu etmişti ki beni. Rüyamın ardından gece su içmek için uyandım. Mutfaktan odama dönerken gördüğüm rüyayı tekrardan anımsadım. Bu anımsayış beraberinde bu bayramı bize armağan eden Atatürk’e bir teşekkür getirdi. Ona içimden büyük bir teşekkür ederek büyük bir mutluluk ile su içmek için böldüğüm uykuma devam ettim.
İrem Polat