Eva Eland’ın yazmış olduğu ‘’Üzüntü Kapını Çaldığında’’ kitabı, çocukların üzüntü duygusunu somut bir şekilde görmelerini hedeflemektedir. Gerek anlatımla gerek kitap içerisindeki görsellerle üzüntü duygusu somutlaştırılmış ve çocukların takip edebileceği bir hikâyeye dönüştürülmüştür.
Peki, bu hikâye gerekli miydi? Çocuklar duygularını farklı bir şekilde anlayamaz mıydı?
Başta Piaget olmak üzere birçok kuramcının ifade ettiği bazı gelişim dönemleri vardır. İnsan gelişimi için normal kabul edilen bu dönemlere özgü bilişsel-dilsel, ince motor, kaba motor ve sosyal beceri/öz bakım açısından belirli beklentiler olur. Bu tanımlamalar kapsamında ‘’Somut İşlemler Dönemi’’ denilen, genellikle 6-11 yaş olarak ifade edilen dönemde çocukların birtakım becerileri tam olarak oturmamıştır. Bir önceki evre olan İşlem Öncesi Dönem’e nazaran daha çok empati kurabilseler de, özellikle duyguları tanıma konusunda somut ifadelere ihtiyaç duymaktadırlar. Örneğin, iyi hissetmek ya da kötü hissetmek ayrımını tam olarak yapamayabilirler. İşte, bu dönemlere uygun olarak çocuğun üzüntüyü, iyi hissetmeyi nasıl anlayabileceğine ilişkin, dönemin adından da anlaşılacağı gibi, “somut” ifadelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Teknik olarak somut bir anlatımla bu kitapta üzüntü, hem betimlenerek hem de görsel içerik kullanılarak anlatılmıştır. Bu anlatım sayesinde çocuğun aklında üzüntüye dair bir simge oluşmaktadır. Aslında bu simgeyi çocuk kimi zamanlar hisseder ve bazen bununla ne yapacağını bilemez. Sonuç olarak öfke gibi davranışlara da evrilebilen bir üzüntü duygusuyla karşılaşırız. Farklı bir şekilde bu üzüntü bir içe kapanma davranışı da geliştirebilir. Böyle olunca, çocuk sosyal anlamda girişken olmayabilir ve iletişim kurmada eksiklikler yaşayabilir.
Kitapta öfke, içe kapanma gibi davranışların önüne geçmek ve bunlarla başa çıkabilmek için birçok yöntem anlatılmaktadır. Örneğin; “Üzüntü geldiğinde çocuk ondan kaçabilir mi?”, “Kaçamazsa nasıl davranabilir?” sorularının cevabı çok güzel bir şekilde aktarılmıştır. Çocuğun ilk üzüldüğü zamanki davranışlarını da anlatan kitap, en başta çocuğa “Seni anlıyorum, bu zor bir duygu.” mesajını vermektedir. Kitaptaki bu empatiyi hisseden çocuk, kitabın devamını da merak edecektir.
Bu kitap; görsel içeriği ve anlatımıyla çocuklar ve belki de biz büyükler için üzüntü duygusunu anlamak, bununla başa çıkabilmek adına çok güzel bir kaynak. Belirli aralıklarla tekrar tekrar okuyarak üzüntünün ne olduğunu pekiştireceğiniz bu eser, üzüntülere karşı nasıl eyleme geçileceği konusunda da iyi bir destekçi olacaktır.
Şimdiden keyifli okumalar!
Nida Nur Yağız
İçerik Ekibi Koordinatörü