Zeka, Ders Başarısı İçin Bir Ölçüt müdür?
Temelde zekâ doğuştan gelir ve büyük ölçüde kalıtımla belirlenir. Yapılan çalışmalarda çocuğun zekâsının, anne ve babasının zekâsının ortalaması olduğu saptanmıştır.
Çocuklar var olan zekâlarını düzgün bir şekilde kullanabilmek ve geliştirmek için zengin uyaranlı bir çevreye ihtiyaç duyar. Ancak çevrenin zekâyı etkileyip etkilemediği tam olarak bilinmemektedir. İlk yaşlarda anne ve babanın uyarması, ilgisi zekâyı geliştirebileceği gibi tam tersi yönde de etkileyebilir. Çocukların zeka gelişiminin yavaş olmasının genel sebebi ise eğitim seviyesi düşük anne-babanın çocuğuna yeteri kadar ilgi, uyaran vermemesidir. Bu nedenle çocukların -okul çağına gelene kadar- zekâ seviyeleri yavaş bir şekilde ilerleme gösterir. Zekâmızın %75’i ilk 4 sene içerisinde oluştuğuna göre, anne ve babanın zekâ gelişiminde etkisi büyüktür.
Başarı ise kişisel hedeflere ulaşma yeteneğidir. Başka bir deyişle kişinin göstereceği çabaya dayanır. Yani aslında başarıda çaba gösterme, zekadan daha önemlidir. Hatta Nobel ödüllü James Heckman ve ekibinin yaptığı araştırmalara göre IQ seviyesinin başarıyla ilişkisi yok denecek kadar azdır. Bu sonuca ulaşmak için araştırmacılar İngiltere, Amerika ve Hollanda’da yaşayan binlerce kişinin IQ seviyelerini, okul notlarını ve kişilik özelliklerini taradılar. Daha sonra da bunların gelecekte kazanılan başarılar ile ilgisini incelediler. Sonuçta başarının sadece %1-2’lik bir kısmının IQ seviyesine bağlı olduğu ortaya çıktı. Yani hayaliniz başarılı olmaksa IQ seviyenizin pek de bir önemi yok. Yine araştırmalara göre okulda alınan notlar, gelecekteki başarılarla ilgili, IQ seviyesine göre daha tutarlı sonuçlar veriyor. Neden mi? Çünkü okulda alınan notlar sadece zekayı değil, aynı zamanda azmi, düzenli çalışmayı ve okula verilen önemi de gösteriyor.
Çaba sarf etmek ve denemek, başarısız olsak bile bir öğrenme yoludur. Çünkü yeni fikirler denememizi sağlar. Düşük IQ’ya sahip biri, gösterdiği çaba nedeniyle yüksek IQ’ya sahip biriyle aynı başarı olasılıklarına sahiptir. Edison’un dediği gibi: Başarının yüzde 5’i zekâya, yüzde 95’i çalışmaya bağlıdır.
Başarı ile zeka doğru orantılıdır. Çünkü zeka öğrenmeyi kolaylaştırır. Ancak başarıda sadece zeka önemli değildir. Başarıda, verilen emek daha önemlidir.
Bilim insanlarına göre çocuğun hayattaki başarısını belirleyen zeka türüdür. IQ seviyesi değil.
Prof. GARDNER’ın tanımladığı zeka türleri:
1. Sözel-Dilsel zeka
2. Mantıksal-Matematiksel zeka
3. Görsel-Mekansal zeka
4. Bedensel-Kinestetik zeka
5. Müziksel-Ritmik zeka
6. Kişisel-İçsel zeka
7. Kişilerarası-Sosyal zeka
8. Doğa-Varoluşçu zeka
Sonuç olarak Aziz Sancar’ın “Çoğu insan zekaya inanır ama ben inanmıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum” sözünden de yola çıkarak zeka doğuştan gelen ve öğrenmeyi kolaylaştıran bir özellik olup, çalışmayla desteklendiğinde değerli olacaktır diyebiliriz. Çalışmak ve deneyimlemek zekadan daha önemlidir.
Ayşegül Çakmak